Tuesday, April 8, 2008

Müslüman Cin Çağırma Yöntemi

İnternette bulduğum bir cin çağırma yöntemi. Bence denemeyin ama yinede siz bilirsiniz . İstekler olduğu için yayınlıyorum.

Havas_dua ve tılsımlar adlı kitaptan alıntıdır:
Mümin cinlerden birisini davet edip onunla görüşmek için temiz ve karanlık bir mahalde iki diz üzerine oturarak üç defa Eûzü billâhi mineş şeytânir racîm dersin, sonra yedi kez Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm dersin, sonra mümin cinlere seslenerek: Ey Allah ve resûlünün emir ve yasaklarına itaat eden mümin cinler! Hanginiz bana hayır üzerine yardım ederseniz Allah da ona yardım etsin, der ve bunu da üç kez tekrar eder, sonra ayağa kalkıp kıbleye müteveccihen durarak yedi kez cin suresini (yani Kul ûhiye’yi) okur, sonra sağ tarafa dönerek:
“Ahsenellahü ilâ men ahsene ileyye min ervâhil mü’minîn” der sol tarafına dönerek üç kez: “ye saf dîş” sonra “Bikatlamediyş” söyler sonra da bir kez şöyle dersin:
“Tezdâdu bihâ sirran ve alâ sirriküm. Esselâmü aleyküm eyyühel ervâhut tâhireti min cânnil mü’minîn.”
Bu esnada müslüman cinlerden birisinin sana ESSELÂMU ALEYKÜM dediğini işitirsin. ALEYKÜM SELÂM diye ona karşılık verdikten sonra dilediğin şeyi sorup haber alabilirsin. Yalnız duanın şartı: Karanlık bir mahalde yalnız başına okumalısın. Elbisen,bedenin ve oturduğun mahal gayet temiz olmalı. Bu dua defalarca tecrübe edilmiştir. Sahihtir.
cin suresi:
Kul ûhıye ileyye ennehüstemea neferun minel cinni fekâlû innâ semi’nâ kur’ânen aceben * Yehdî iler ruşdi feâmennâ bihî velen nüşrike birabbina ehaden * Ve innehû teâlâ ceddü rabbinâ mettehaze sâhıbeten ve lâ veleden * Ve innehû kâne yekulü sefîhünâ alâllahi şetatan * Ve innâ zanennâ en len tekulel insü vel cinnü alâllahi keziben * Ve ennehû kâne ricâlün minel insi yeûzûne biricâlin minel cinni fezâdûhüm rahekan * Ve ennehüm zannû kemâ zanentüm en len yeb’asellahü ehaden * Ve ennâ lemesnes semâe fevecednâhâ müliet harasen şediyden ve şühüben * Ve ennâ künnâ nak’udü minhâ makaide lissem’ı femen yestemiıl âne yecid lehü şihâben rasaden
Eğer çağırıdğınız cin geri göitmiyorsa onları cinleri geldiğe yere geri yollama. İşte davet edilen cinleri geri yollama. (havas_dualar ve tılsımlar kitabından.)
—————————-
cinleri dağıtmak için okunması gereken azimet şudur:
“Bismillahirrahmanirrahim. İnsarifû ilâ mekâniküm bârakellahü minküm ve aleyküm yâ ervâhıl ulviyetti ves süfliyyeti insarifû ilâ mevâtıniküm ve cealnâ min beyni eydiyhim sedden feağşeynâhüm fehüm lâ yübsırûn, bârakellahü minküm ve aleyküm”
Üç defa okunursa davet edilen cinler geldikleri yere geri dönerler.

Tarih Boyunca Denenmiş İnanılmaz Öldürme Teknikleri

İspanyol eşeği: Mahkum, eşek biçiminde yapılmış bir kütük düzeneğe oturtulur, ayaklarına giderek artan ağırlıklar bağlanırdı. Sonunda mahkum ikiye bölünerek ölürdü.

Toptan atılma: Bazen mahkum, bir topun ağzına bağlanır ve top ateşlendiğinde mermi kişinin bedeninin içinden geçerdi. Bazen de mahkum büyük bir topun içine mermi niyetine yerleştirilir, sıkıştırılmış barut ateşlendiğinde paramparça olurdu.
Tekerlek: Tekerlekler çok değişik biçimlerde kullanıldı. Örneğin, kişi özel yapılmış dev bir tekerliğin dış kenarına bağlanıyor ve sivri kazıkların ya da bir tepenin üzerinden aşağı yuvarlanıyordu.
Demir kadın: Kadın biçiminde, bir insanın ancak sığacağı büyüklükte yapılan tabutların içi sivri demirlerle donatılıyor. Mahkum bu tabutun içine konularak kapağı kapatılıyor.
Sarkaç: Kişi bir masaya sırtüstü yatırılıp bağlanıyor. Çok büyük, ağır ve keskin bir baltanın bağlandığı sarkaç mahkumun üzerinde sallanmaya başlıyor. Sarkacın ipi yavaş yavaş bırakılarak, her salınımda mahkumun bedeninin doğranması sağlanıyor.
Demir kap: İçine fareler doldurulan büyükçe demir bir kap, açık ağzı karın bölgesine gelecek şekilde mahkumun vücuduna yerleştiriliyor. Ardından bu kap ısıtılıyor. Fareler can havliyle mahkumun karnını kemirip kaçacak yer arıyor. Böylece mahkum iç organları fareler tarafından kemirilerek ölüyor.
Germe: Tarih boyunca mahkumların el ve ayakları bağlanarak gerdirmek yöntemiyle ölmesini sağlayan değişik mekanik yöntemler geliştirildi.
Böceklerle öldürme: Kişinin zemine sabitlenmesi, üzerine bal gibi tatlıların sürülmesi ve böcekler tarafından yenilmeye bırakılması gibi pek çok türü var.
Atlarla parçalama: Mahkum kol ve bacaklarından, 4 ayrı yöne koşturulacak olan atlara bağlanırdı. Ardından atlar koşturulurdu.
Kafa kesme: Bu infaz yöntemi 16 ve 17′nci yüzyılda Avrupa’da ölüm cezasının en insancıl yolu olarak kullanılmıştır. 1789 Fransız devriminde ise kafa kesmek için Giyotin adlı özel alet geliştirildi. Giyotin, Fransa’da uzun yıllar kullanıldı.
Öldüresiye dövme: Bu yöntemin son örneği, sahipleri tarafından ölünceye kadar dövülen Amerikalı kölelerdir.
Kaynatma: Ortaçağ’da popüler olan yöntem. İnsanlar bağlanarak, ağır ağır ısıtılan dev kazanlarda haşlandı.
Gömme: Çağlar boyunca tüm dünyada yaygın olarak kullanıldı. Örneğin, Hindistan’da kadınlar boyunlarına kadar kuma gömüldü ve kafası güneşte pişmek üzere terk edildi. Arap ülkelerinde de yaygın biçimde kullanıldı.
Yakma: Avrupa’da inançsızlar, cadılar ve iffetsiz kadınlara engizisyon döneminde sıklıkla uygulanırdı. Mahkum bir kazığa bağlanır ve çevresinde ateş yakılırdı.
Vahşi hayvanlara atılma: İlk Hristiyanlar aslanlara atılıyordu.
Deri yüzme: Keskin bir bıçakla canlı canlı suçlunun tüm derisi yüzülüyordu. Deri solunumu duran mahkumu acılı ve uzun bir ölüm bekliyordu.
Parçalanma: Mahkum henüz canlıyken balta, satır ya da testerelerle parçalara ayrılıyordu. Arap ülkelerinde 20′nci yüzyılda bile biçimde uygulandı. En son Suudi Arabistan yetkilileri, 1987 yılında Kabe’yi basan bir grubu bu şekilde öldürdü.
Kazığa oturma: Bilek kalınlığında bir kazık, mahkumun kuyruk sokumundan başlayarak ensesine kadar sokulurdu. Kazığın omurilik ve iç organlara zarar vermemesine özen gösterilirdi. Ardından kazık mahkumla birlikte dikilir ve mahkumun ölmesi günler sürerdi.
Demir sandalye/Demir yatak: Bu demir eşyalar iyice beslenmiş bir ateşle çevreleniyor ve bunların üzerindeki kişiler ölünceye kadar kızartılıyordu.
Boğma: Çok değişik biçimlerde kullanılmıştır. En yaygın olanı denizdir. Belki de en iyi bilinen varyasyonu cadı testidir. Su eğer kadını reddederse kadın yüzer. Bu da kadının suçlu olduğunu gösterir ve infaz edilirdi. Eğer su kadını kabul ederse kadın boğulur ve bu da kadının suçsuz olduğunu gösterir.
Zehir: İlginçtir ki zehir, infazın yaygın bir biçimi olmamıştır. Zehirin en çok tanınan kurbanı, baldıran zehirini içmeye zorlanan Sokrates’tir.
Ezme: Mahkum zemine yatırılır ve üzerine aşama aşama ağır taşlar yerleştirilirdi. Mahkumun nefessiz kalarak öldüğü bu yöntemde, cellat, ölüm zamanını istediği gibi uzatabilirdi.
Testereyle kesme: Suçlu testere ile ikiye bölünür.
Yüksekten atma: Mahkum yüksek bir uçurum ya da kale burcundan aşağı atılır.
Çuvala koyma: Suçlu yılan, akrep, kedi, köpek gibi hayvanlarla büyük bir çuvalın içine konurdu.
Aç bırakma: Kişi bir hücre ya da kafese konur ve yiyecek verilmez.
İki ağaçla ikiye ayırma: İki ağaç, birbirlerine doğru çekilir, mahkum bir kol ve bacağı bir ağaca, diğer kol ve bacağı da diğer ağaca bağlanırdı. Ağaçlar bırakılınca mahkum gerdirilmiş olur ve acı içinde ölürdü.
Garotte: Askı ve idamın karışımı bir yöntem. Bir ucu duvara tutturalan ipin diğer ucuda mahkumun boynuna dolanır. Mahkum itilerek, çekilerek ya da ayakları kaldırılarak boğulur.
Sürükleme: Kişi bir ata bağlanır ve ölene kadar sürüklenir.
Su veya civa ölümü: Mahkum ölünceye kadar su veya civa içmeye zorlanır.
Okla vurma: Vikingler tarafından uygulanmıştır. Acıyı uzatmak için ölümcül olmayan bölgeleri hedef almışlardır.
Taşlama: Kişi, ölene kadar taşlanır. Taşlamada, kişinin üyesi olduğu topluluk da bu taşlamaya yardımcı olurdu. Arap ülkelerinde yakın zamana kadar kullanıldı.
Yarma: Suçlu kendindeyken gövdesi açılır ve iç organlar tek tek çıkartılıp, kendisine gösterilirdi..

5 Yaşında Hamile Kalıp Anne Oldu


İnanılmaz olay Peruda Gerçekleşmiş.Sanal alem, dünyanın en küçük annesi ünvanını taşıyan Perulu Lina’yı tartışıyor.

İsmi Lina Medina… Perulu… 1939 yılındayken henüz 5 yaşındayken doğurarak ‘en küçük anne’ olarak tarihe geçti. Modern tıp, Perulu doktorların Lina ile ilgili hazırladığı dosyayı 68 yıl sonra yeniden açtı: 5 yaşındaki bir kız doğurabilir mi?.. İşte Dr. Gerardo Lozada’nın 1939′daki kayıtları
* And Dağları eteğinde yaşayan fakir anne, kızını karnında tümör var diye Pisco Hastanesi’ne getirdi.
* Kız 7.5 aylık hamileydi. 14 Mayıs 1939′da 2.7 kilo ağırlığında bir oğlu oldu.
* Doğum yapan küçük kız, bebeği yerine ‘bez bebekle’ oynadı…
* Bebeğe doktor Gerardo’nun adı verildi.
OĞLU “ABLASI” ZANNETTİ
Lina’nın babası gözaltına alındı. Ancak delil yetersizliğinden serbest kaldı. ‘Öz annesi’ni 10 yaşına kadar ablası sanan Gerardo 40 yaşında ilik kanserinden öldü. Lina ise evlenip 1972′de tekrar anne oldu. Dosya 68 yıl sonra sanal aleme taşındı. Bazıları “montaj” derken, doktorların çoğuna göre geçerli tez şu: 5 yaş öncesi ergenliğe erişme ender de olsa rastlanabilir. Ancak hamilelikle sonuçlanması ve sağlıklı doğum mucize…
Sabah

8 bin yıllık aşkın fotoğrafı inanılmaz


8 bin yıl öncesine ait ve sevgili oldukları belirtilen çiftin mezarı bulundu.
Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki Hakemi Use Kazısı’nda günümüzden 8 bin yıl öncesine ait, birbirine sarılı kadın ve erkeğin olduğu ve sevgili oldukları belirtilen bir çiftin mezarı bulundu.


Ilısu Baraj Gölü altında kalacak olan tarihi eserlerin kurtarılması amacıyla Bismil’de süren 9 kazıdan biri olan Hakemi Use Tepesi’ndeki
kazılarda, tarihi eserlerin gün ışığına çıkarılması sürerken, bereketli Mezopotamya toprakları insanlık tarihiyle özdeş olan aşkın ölümsüzlüğüne
bir kez daha tanıklık etti. Kazıda Neolotik (Yeni Taş Çağı) döneme ait mezarda birbirine sarılı ve sevgili oldukları değerlendirilen kadın ve
erkek iskeletlerinin bulunduğu mezarın bulunması heyecan yarattı.

Dinazorlar Koruma Altına Alınmış Sokak Röportajlarından.


Halkımıza bakın arkadaşlar. Şimdide dinazorların koruma altına alınması hakkında nasıl mükemmel yorumlar yapmışlar…

500 Yıldır Bu Şekilde


Kurban etme ritüelinin üstünden tam 500 yıl geçmiş olmasına rağmen yüzünün ifadesi, hüzünlü gözleri ona bakanların kanlarını donduruyor.İnkalılar tarafından tanrıları için kurban edildiğinde henüz 15 yaşındaydı.Kaçırmayın derim…

Kurban etme ritüelinin üstünden tam 500 yıl geçmiş olmasına rağmen yüzünün ifadesi, hüzünlü gözleri ona bakanların kanlarını donduruyor.

Arkeoloji tarihine “La Doncella” ismiyle geçen küçük kızın cesedi
Arjantin’deki High Mountain Arkeoloji Müzesi’nde bugüne kadar bulunmuş en eski ve
en iyi korunmuş cesetlerden biri olarak sergileniyor.
Beyni, derisi, saçları tam olarak korunmuş olan La Doncella’nın cesedi 1999 yılında bulunduğunda,
yanında iki çocuğun cesedi daha vardı. Onlara ise El Nino, La Nina del Rayo isimleri verildi.

Fosiller